Yazar: Şahin TÜRK* Yaklaşım / Mart 2017 / Sayı: 291
I- GİRİŞ
İşçiye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutar olarak tanımlanan ücret taraflar arasında yapılan iş sözleşmesinin en önemli unsurudur. En geç ayda bir ödenmesi gereken ücretin süresi içinde kasten ödenmemesi veya eksik ödenmesi halinde idari yaptırım uygulanacağı Kanun ile hüküm altına alınarak ücretin zamanında ödenmesi sağlanmaya çalışılmaktadır. Diğer taraftan, işçi açısından yapılan sözleşmenin en önemli unsuru olan ücretin ödenmemesi hali kamu kurum ve kuruluşları tarafından ihale makamı sıfatıyla yaptırılan işler açısından ayrıca düzenlenmiştir. Bu düzenlemelerin gerekçesi “resmi ve yarı resmi kurumlar tarafından müteahhide verilen inşaat ve onarım işlerinde çalışan işçilerin ücretleri bazı hallerde müteahhitler tarafından çeşitli sebeplerle ödenmediği, bu gibi hallerde bir taraftan idareye bir murakabe hakkı tanımak ve aynı zamanda ihale makamına, bu ücretlerin ödenmesini sağlamak bakımından bir sorumluluk yüklemek ve bu suretle tehlikeye düşen ücret haklarını korumak.”(1) şeklinde açıklanmıştır.
Bu çerçevede, aşağıda kamu makamlarının hakedişlerinden ücret kesme yükümlülüğü konusunda bilgi verilmeye çalışılacaktır.
II- KAMU MAKAMLARININ HAKEDİŞLERİNDEN ÜCRET KESME YÜKÜMLÜLÜĞÜ
Genel ve katma bütçeli dairelerle mahalli idareler veya kamu iktisadi teşebbüsleri yahut özel kanuna veya özel kanunla verilmiş yetkiye dayanılarak kurulan banka ve kuruluşların; asıl işverenler müteahhide verdikleri her türlü bina, köprü, hat ve yol inşası gibi yapım ve onarım işlerinde çalışan işçilerden müteahhit veya taşeronlarca ücretleri ödenmeyenlerin bulunup bulunmadığının kontrolü ya da ücreti ödenmeyen işçinin başvurusu üzerine, ücretleri ödenmeyen varsa müteahhitten veya taşeronlardan istenecek bordrolara göre bu ücretleri bunların hakedişlerinden keserek ödemek zorunda oldukları 4857 sayılı İş Kanunu’nun 36. maddesi ile düzenlenmiştir(2). Bu madde hükmüne göre, o işte kendi işçisi çalıştırılmadığından işveren sıfatı bulunmayan(3) kamu makamları verdikleri her türlü bina, köprü, hat ve yol inşası gibi yapım ve onarım işlerinde çalışan işçilerin ücretlerinin ödenip ödenmediğini kontrol etmek zorundadırlar. Kamu makamları gerek yapılacak bu kontrolde gerekse de işçinin başvurusu üzerine ücretin ödenmediğini tespit ettikleri zaman, bu ücretleri işverenlerin yapılan iş karşılığında hak ettikleri para ve ya istihkaktan keserek, bordrolarındaki miktarlara göre(4) işçiye ödemek zorundadırlar.
Hakediş ödeneceği ilgili idare tarafından işyerinde şantiye şefliği işyeri ilân tahtası veya işçilerin toplu bulunduğu yerler gibi işçilerin görebileceği yerlere yazılı ilân asılmak suretiyle duyurulacağı, ihale makamının yapmış olduğu ilan üzerine işçilerin başvuruda bulunmamış olmasının kamu kurumunun anılan madde kapsamındaki sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağı(5), ücret alacağı olan işçilerin her hakediş dönemi için olan ücret alacaklarının üç aylık tutarından fazlası hakkında adı geçen idarelere herhangi bir sorumluluk yüklenemeyeceği anılan Kanun’un ikinci fıkrasında düzenlenmiştir.
İhale makamı kamu kurumunun son 3 aylık ücretten sorumluluğunun, işverenin yanında ve yasadan doğan bir sorumluluk olduğu, işverenle ihale makamının birlikte dava edilmesi durumunda müştereken müteselsilen sorumluluğa dair karar verilmesi gerektiği, ihale makamının tek başına dava edildiği durumlarda ise işçinin mükerrer yararlanmasını önlemek için işverence sözü edilen ücretlerin ödenip ödenmediğinin araştırılmasının gerektiği, yüksek mahkeme tarafından hüküm altına alınmıştır(6).
Aynı maddenin üçüncü fıkrasında, anılan müteahhitlerin bu işverenlerdeki her çeşit teminat ve hakedişleri üzerinde yapılacak her türlü devir ve el değiştirme işlemleri veya haciz ve icra takibinin bu işte çalışan işçilerin ücret alacaklarını karşılayacak kısım ayrıldıktan sonra, kalan kısım üzerinde hüküm ifade edeceği belirtilerek, işçilerin ücretlerini güvence altına alan başka bir hüküm daha getirilmiştir(7).
İşçinin ücretini güvence altına bir diğer düzenlemede yine aynı maddede, işverenin üçüncü kişiye karşı olan borçlarından dolayı işyerinde bulunan tesisat, malzeme, ham, yarı işlenmiş ve tam işlenmiş mallar ve başka kıymetler üzerinde yapılacak haciz ve icra takibinin, bu işyerinde çalışan işçilerin icra kararının alındığı tarihten önceki üç aylık dönem içindeki ücret alacaklarını karşılayacak kısım ayrıldıktan sonra, kalan kısım üzerinde hüküm ifade edeceği, şeklinde düzenlenmiştir.
III- ÜCRET DIŞINDAKİ ALACAKLARDAN SORUMLULUK
36. madde de sözü edilen ücret son 3 aylık temel ücret olarak değerlendirilmekte, ihale makamının ihbar ve kıdem tazminatı ile kullandırılmayan izinler sebebiyle herhangi bir sorumluluğu bulunmamaktadır(8).
Bunun yanı sıra, ihale makamının fazla çalışma, hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacakları yönünden herhangi bir sorumluluğunun olmadığı Yargıtay’ın 2010 yılında verdiği bir kararla hüküm altına alınmıştır.
Buna göre;
Toplu Konut İdaresi ile anılan idare tarafından 580 adet yapımı işinin anahtar teslim olarak verildiği K ... İnşaat Ldt. Şirketi işçisi olarak çalışan işçinin ödenmeyen haklarının ödetilmesi isteğinin görüldüğü davada ilk derece mahkemenin; ücret, hafta tatili, bayram ve genel tatili ücreti alacaklarından 4857 sayılı İş Kanunu’nun 36. maddesi hükmünden söz edilerek her iki davalının (Toplu Konut İdaresi, K ... İnşaat Ltd. Şirketi) birlikte sorumluluğuna karar verdiği, ancak yüksek mahkemenin anahtar teslimi suretiyle ihale edilen işlerde kamu makamlarının fazla çalışma, hafta tatili ile bayram ve genel tatili alacakları yönlerinden sorumluluğunun bulunmadığını, Top-lu Konut İdaresi Başkanlığı’nın sorumluluğun 4857 sayılı İş Kanunu’nun 36. maddesi uyarınca son üç aylık dönemi aşmamak üzere belirlenmesinin gerektiğini ve fazla çalışma, hafta tatili ile bayram ve genel tatil ücreti alacakları yönünden işverenin sorumluluğu ile yetinilmesi gerekirken, ihale makamı konumundaki Toplu Konut İdaresi Başkanlığı yönünden de tahsile dair hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, belirttiği(9) görülmüştür.
* İş Başmüfettişi
(·) Bu yazıda yer alan görüşler tümüyle yazarına ait olup, görev yaptığı Kurum’u bağlamaz, yazarın görev yaptığı Kurum görüşü olarak kullanılamaz ve değerlendirilemez.
(1) Sarper SÜZEK, İş Hukuku, 4. Baskı, 2008, s. 341
(2) 14. maddesi hariç diğer maddeleri yürürlükten kaldırılan 1475 sayılı İş Kanunu’nun “Kamu Tüzel Kişilerine ve Bunların Bazı Kuruluşları İle Özel Sektöre İlişkin Ödevler” başlıklı 29. maddesinde de benzer düzenlemeler yapılmıştır.
(3) Cevdet İlhan GÜNAY, İş Kanunu Şerhi, 2. Cilt, 2009, s. 1899
(4) Hamdi MOLLAMAHMUTOĞLU, İş Hukuku, 2008, s. 527
(5) Yrg. 9. HD.’nin, 11.02.2010 tarih ve E. 2008/14820, K. 2010/3174 sayılı Kararı (Şahin ÇİL, İş Hukuku Yargıtay İlke Kararları (9. Hukuk Dairesi 2008-2009-2010 Yılları), 3.Baskı, 2011, s. 577
(6) Yrg. 9. HD.’nin, 23.09.2010 tarih ve E. 2010/2082, K. 2010/25637 sayılı Kararı (Şahin ÇİL, İş Hukuku Yargıtay İlke Kararları (9. Hukuk Dairesi 2010-2011 Yılları), 4. Baskı, 2011, s. 639)
(7) Sarper SÜZEK, İş Hukuku, 4. Baskı, 2008, s. 342
(8) Yrg. 9. HD.’nin, 11.02.2010 tarih ve E. 2008/14820, K. 2010/3174 sayılı Kararı (Şahin ÇİL, İş Hukuku Yargıtay İlke Kararları (9. Hukuk Dairesi 2008-2009-2010 Yılları), 3. Baskı, 2011, s. 578.)
(9) Yrg. 9. HD.’nin, 19.01.2010 tarih ve E. 2009/12074, K. 2010/378 sayılı Kararı (Şahin ÇİL, İş Hukuku Yargıtay İlke Kararları (9. Hukuk Dairesi 2008-2009-2010 Yılları), 3. Baskı, 2011, s. 578 vd.)
Yazarlar : 'ŞAHİN TÜRK'